T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / ZEYTİNBURNU - Zeytinburnu Anadolu Lisesi

VELİ İÇERİĞİ - ERGENLERE SINIR ÇİZMEK

 

Sınır koymak, ebeveynlerin çocuklara ne yapması gerektiğini söylemesi değildir. 

 

Sınır koymak; gençlerin davranışlarından hangilerinin kabul edilebilir olduğunu anlamalarına yardımcı olmak için, açık ve anlaşılır kurallar koyma ve tanımlar yapma becerisidir.

 

Sınır koyma,

·         Her davranışın bir sonucu olduğunu,

·         Davranışlarının sonuçlarını üstlenmelerinin önemini,

·         Davranışlarının sonuçları doğrultusunda gelecekteki davranışlarına yön verebileceklerini,

·         Yaşlarına uygun biçimde sorumluluk almalarının gerekliliğini,

           cesaretlendirici bir biçimde öğretme sürecidir.

 

Sanılanın aksine sınır koyma süreci, çocuğun sevildiğini ve güvende hissetmesini sağlar.


SINIR TÜRLERİ 


              1) Fiziksel Sınırlar:Fiziksel sınırları somut olarak görülebilen ve bireylerin kendi bedenini korumasını sağlayan sınırlardır. Fiziksel sınırlar diğer insanların ne kadar yakınına gelebileceğini belirler, yemek yeme, dinlenme gibi fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanmasını ve mahremiyet haklarının korunmasını sağlar.

- Örneğin; Ergenlik döneminde çocukların aile üyeleri ile kurdukları fiziksel temasta bir azalma meydana gelebilir. Bu noktada ailelerin çocukları fiziksel temas kurmaya zorlamadan sınırlarına saygı duyarak sevgilerini ifade etmenin alternatif yollarını araması faydalı olabilir.



               2) Duygusal Sınırlar: Duygusal sınırlar çocukların duygusal açıdan kendilerini tehdit altında hissetmelerini engellemektedir. Duygusal sınırlar çocukların kendi duygularını diğer bireylerin duygularından ayırt etmesini, duygularının önemli olduğunu fark etmesini kendi ve diğer bireylerin duygularını kabul etmesini ve saygı duymasını sağlar.

-Örneğin; Yaşanan bir tartışmanın ardından çocuğun ailesine, ailesinin tartışmada kendisine söyledikleri nedeniyle utandırılmış hissettiğini belirtmesi.



              3) Zaman Sınırı: Çocukların herhangi bir etkinlik, görev ya da sorumluluğunu gerçekleştirmeye yönelik ne kadar süre ayıracağını ve zaman planlamasını nasıl yapacağını ifade etmektedir.

-Örneğin; Ailenin, çocuğun okul çıkışlarında kütüphanede yeterince ders çalıştığı takdirde hafta sonu arkadaşları ile buluşturarak ödüllendirmesi.


Bireyselleşme süreci, ergenin toplumun bir üyesi olarak ortaya çıkarken girdiği, kimlik arama süreci olarak tanımlanır. Yeni roller üstlenmek,  yeni değerler tanımak ve yeni ilişkiler kurmak ister. Bu dönemde en önemli şey keşfetmedir ve bu keşif sürecinde ergenler daha özgür ve bağımsız olmak isterler. Sınırları zorlarlar.

 

Ergenlik döneminde çocuklar geleceği planlayabilir, birden çok seçenek arasında seçim yapabilir, yapacakları seçimlerin sonuçlarını hesaplayabilirler.

Ergenlik döneminde çocukların davranışlarının yol açtığı olumlu ya da olumsuz sonuçlar her ne ise deneyimlemesine müsaade edilmelidir.

 

-Örneğin; çocuğunuz arkadaş grubuyla okuldan kaçtıysa ve okulun Öğrenci Davranışları Değerlendirme Kurulu’nda yer alan öğretmenler öğrenci grubuna yaptırım uygulamakta kararlıysa aile bu durumda okulun kararını destekleyici konumda yer almalıdır.

 

Unutulmamalıdır ki özellikle ergenlik döneminde ailelerin sınır koymaya yönelik davranışları çocukların kolay bir biçimde sinirlenmesine sebep olabilir. Çeşitli gelişim dönemlerinde aile ve çocuklara farklı görevler düşmektedir. Yaşı gereği çocuklar sınır koyma ve sürdürme noktasında kararlılığınızı sınarken öfke, surat asma gibi davranışlara karşı şefkatli ve sabırlı olmak siz ailelere düşmektedir.

 Yaşadığınız apartman, site, mahalle ya da diğer sosyal ortamlarda çocuğuyla sınır koyma konusunda çalışan ebeveynler var ise belirli aralıklarda toplanarak deneyimlerinizi paylaştığınız bir grup kurabilirsiniz. Bu grupta ebeveynler olarak sınır koyma konusundaki başarılarınızı, zorlanmalarınızı ya da size yardımcı olan ipuçlarını diğer aileler ile paylaşmak duygusal açıdan destekleyici olabilir  (Cloud ve Townsend, 2022).

 

 

 DOĞRU SINIR NASIL KOYULUR?

 

 

Doğru sınır koyarken öncelikle şu sorulara cevap aranmalıdır:

 

1.Bu Sınırı Koymak Gerçekten Gerekli mi?

2.Sınır Koyarak Neyi Hedefliyoruz?

3.Bu Sınır Ergenin Gelişimini Destekliyor mu, Engelliyor mu?

 

 

Bu sorulara verilecek cevaplar ışığında ilgili konuda sınır koymanın çocuğun gelişimini destekleyici olduğu düşünülüyorsa sınır konulabilir.

 

Örnek durum: 15 yaşındaki Ela her gün siyah giyinmeye başlamıştı. Dolabında bir sürü renk kıyafeti vardı fakat o her gün siyahları tercih ediyordu. Anne babası başta bunun geçici olduğunu düşünerek müdahale etmediler. Sonrasında aile endişelenmeye başladı.«Yoksa o çetelerden birine mi katıldı? Depresyonda mı?» şeklinde düşüncelere kapıldılar. Ve müdahale etmeye karar verdiler.

Baba: «Bir sürü renkli kıyafetin var onlardan neden giymiyorsun?» (suçlayıcı-sorgulayıcı ifade)

Ela: «Ben böyle mutluyum.»

Baba: «Cenazeye mi gidiyorsun?»

Ela:«Ben sizin giydiklerinize karışıyor muyum? Siz de benimkine karışmayın.»

Aile durumu biraz daha görmezden gelmeye karar verdi fakat Ela siyah giymekten vazgeçmiyordu. Üstelik alışverişe çıktıklarında da bir siyah pantolon ve siyah tshirt beğenmişti.

Aile bu duruma el koymaya karar verdi ve pantolonları dahil olmak üzere bütün siyah kıyafetlerini kaldırdılar. Siyah giyinmeyi yasakladılar. Ertesi gün Ela okula giderken renkli kıyafetler giydi fakat okula gidince ailesinden gizli okul dolabına sakladığı siyahları giyiyordu. Bir gün ailesi bunu fark etti ve okul psikolojik danışmanına gittiler.

Okul psikolojik danışmanına siyah kıyafetler yüzünden yaşananları anlattılar.

Psikolojik Danışman: «Ela kendini keşfetme sürecinde. Yeni şeyler denemek, yeni roller üstlenmek, yeni tarzlar uygulaması çok normal»

Baba: «Ama bu aylarca sürdü.»

Anne: «Evet ve çok korktuk, kendisine zarar verebilecek gruplara karışmış olabilir diye düşündük»

Psikolojik Danışman: «Peki ona bu kıyafetleri neden tercih

 ettiğini sordunuz mu? »

Anne ve Baba : «Sormadık»

Ela sadece siyah giyinmeyi sevdiğini ve en yakın arkadaşlarıyla birlikte aynı renklerde giymenin hoşuna gittiğini söyledi.

Aile Ela’dan özür diledi. İki hafta sonra Ela artık siyah giymekten kendiliğinden vazgeçmişti.

Örnekte görüldüğü gibi gereksiz sınır kullanımı işleri daha da kötüleştirdi. Çözüm aslında çok basitti. İletişim kurmak ve kızlarının dünyasını anlamaya çalışmaktı.

 


Sınırlar ifade edilirken çocuğa kabul edilmeyecek davranışların nelerden oluştuğu ve bunların yerine hangi alternatif davranışları kabul ettiğini açıkça söylenmeli, ve duygusunun anlaşıldığı belirten ifadeler kullanılmalıdır:

 


1) Ebeveyn çocuğunun isteğini anlayarak bunu basit şekilde açıklar: Keşke bu gece sinemaya gidebilseydin.

2)Ebeveyn spesifik bir davranış hakkındaki sınırları açıkça ifade eder: Ertesi gün okul varsa o akşam sinemaya gitmemek evimizin kuralıdır.

3)Ebeveyn isteğin en azından kısmen gerçekleşebileceği durumları örnek gösterir: Cuma ve cumartesi geceleri sinemaya gidebilirsin.

4)Ebeveyn sınır konmasından kaynaklanan itirazları ifade etmeleri için çocuğa yardım eder ve empatik ifadeler kullanır: Bu kuraldan hoşlanmadığın çok açık. Böyle bir kuralın olmamasını istiyorsun.

 

 

Sınırların Esnekliği:

Ergenlerin sınırlarını düzenlemek, özgürlük ve sorumluluk arasında bir denge sağlamaktır. Esnek sınırlar belirsiz sınırlar anlamına gelmez, sınırlar kesindir yalnızca ergenin o sınırlar içinde keşfetmesini yaşama esnekliğine ihtiyacı vardır. Büyüme ve keşif sürecinde olan ergenin sınırlar içindeki durumu göz önüne alınarak sınırlarda bazı düzenlemeler yapılabilir.

Örnek: 15 yaşındaki Kübra arkadaşlarıyla şehirlerine 1 saat olan başka bir şehre gitmek istiyordu.  Daha önce hiç evden bu kadar uzağa gitmemişti. Aile endişeliydi. Aile artık büyüdüğünü ve onu 1 saatlik mesafede bir yere gönderebileceklerini düşündüler. Fakat bazı sınırlamalar getirdiler. «İçimiz rahat olsun diye bazı kurallar koyacağız. Birincisi arkadaşlarını tanımak istiyoruz. İkincisi, 21.15’e kadar eve dönmeni istiyoruz»

Kübra bütün arkadaşlarının saat 22.00’ye kadar dışarıda kaldığını o saate kadar dışarıda kalmak istediğini söyledi.

Buna karşın ailesi bir süre daha şuan belirlenen saate kadar eve gelmesi gerektiğini eğer bir sorun yaşanmazsa dışarıda kalma süresini uzatabileceklerini söyledi.

 

 

Karar Vermede Söz Sahibi Olma:

Ergenler kendileri için konan kurallarda söz sahibi olmak isterler. Bunun anlamı kuralları onların koyması değil iş birlikçi kural koymadır. Kural koyma sürecinde onların da fikrini alır, kuralların sebebini anlatır ve fikirlerini ciddiye alırız.

 

Örnek: 16 Yaşındaki Tolga okuldan sonra arkadaşlarını eve davet etmeyi seviyordu. Bahçede basket oynayıp, sohbet ediyorlardı. Karınları acıkınca da mutfaktan bir şeyler atıştırıp mutfağı pis bırakıyorlardı. Tolga’nın ailesi bu duruma kızmaya başlamışlardı. Akşam eve geldiklerinde mutfak boş bardaklar kirli tabaklarla dolu oluyordu.

Bunun üzerine ailesi sınır koymaya karar verdiler. Bu sınırın oluşmasında Tolga’nın da söz sahibi olmasına dikkat edeceklerdi.

Aile : «Tolga biz eve yokken arkadaşlarını çağırmanda sorun yok. Fakat evi dağıtmanız ve mutfağı kirli bırakmamanız gerekiyor .»

Tolga: «Bahçede oynadıktan sonra yoruluyor ve acıkıyoruz. Sonrasında bir şeyler yemek istiyoruz ve mutfak dağılmış oluyor.» Aile: «Yorulduğunuz için acıkıyorsunuz. Yemek yedikten sonra mutfağın dağılmış olduğunu fark ediyorsunuz.» (Yansıtma)         Tolga: «Evet. İstemeden oluyor.»

Aile : «Peki ne yapabilirsin bu durumda?  (Sınır koymada çocuğa da söz hakkı verme)

Tolga : «Bir şeyler yedikten sonra kirli tabakları makineye atabilirim ve arkadaşlarıma da bunu söylerim. Sonra evin dağılmaması için aldıkları şeyleri yerlerine koymalarını isteyebilirim.  Peki ya yapmaya devam ederlerse?

Aile: «O zaman biz evde değilken eve gelmelerine izin vermeyiz. Sence de uygun mu?

Tolga: «Evet uygun. Yarın onlarla konuşurum»

Aile: «Tamam bunu bir hafta deneyelim. Eğer kurallara uyarlarsa bu eve gelebilirler. Uymazlarsa yalnızca biz evde varken gelmeye devam edebilirler»

 

 

 

Çocukların geleceğe yönelik düşünebilmeleri, hangi sonuçları kullanabileceğini gösterir. Sınırları aştıkları taktirde bazı sevdikleri şeylerden vazgeçmiş olurlar. Bu onlar için öğreticidir.


Çocuğa öğretilmeye, kazandırılmaya çalışılan beceri, davranış ya da bilgi her ne olursa olsun en önemli nokta sevgi ile yaklaşmaktır.

 

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 30.04.2024 - Güncelleme: 16.05.2024 12:48 - Görüntülenme: 56
  Beğen | 0  kişi beğendi